kiwi tells
facebook twitter instagram pinterest

<< Tüm Geziler / Viyana`da Ocak 2016

2015'i olaylı kapatıp Viyana'da keyifli bir şekilde 2016'ya girdik.

 

1 Ocak Cuma sabahı uyandığımızda otelimizin kahvaltısına indik çok lezzetli peynir, reçel ve ekmek çeşitleriyle kahvaltı yaptıktan sonra şehir merkezine yola çıktık. Metro ile ulaşım çok kolay

.

Cuma günü yeni yılın ertesi günü olması nedeniyle mağazaların çoğu kapalıydı. Big bus turların olduğu yere, Opera binasının karşısına gidip € 25 karşılığında hem kırmızı hem de mavi hattı kapsayan turu alıp tüm şehri kapalı otobüsler ve rehber eşliğinde gezebiliyorsunuz. Saat 12:00'de hareket ederek kırmızı hattı dolaştık ve Hofburg Sarayı'na gittik. 

Müzeyi dolaşmadan önce  Hofburg Cafe'ye girip ısınıp dinlenirken bir şeyler yedik.

 

Çok leziz birer Goulash sonrası vanilyalı custard ile servis edilen Apple Strudel paylaştık. Goulash fiyatını hatırlamıyorum ama tatlımız €7.

 

Lokasyona göre uygun fiyatlıydı. Genel olarak Viyana'da cafe ve restoranlarda servis yavaş. Tur rehberi bahsetmişti zaten ama gidip oturunca daha iyi anladık. Kısa süreli sıra bekleniyor, kişi sayısına göre oturtuyorlar ve uygun olduklarında siparişinizi sırasıyla alıyorlar. Hesap için de aynı şey söz konusu, dışarıda kuyruk olsa bile acele edip hemen yiyip kalkmanızı istemiyorlar, başınızda kalkmanız için bekleyen garsonlar yok çünkü kültürleri de böyle. Mekanın ve yiyip içtiklerinizin tadını çıkarın istiyorlar :) Biz biraz aceleciyizdir ama onlara uyup yavaşladık diğer türlü yok yere gerilecektik. 

Cafe'nin hemen yanında girişi olan müzenin kapanmasına 1 buçuk saat kala 16:00'da giriş yaptık ve kapanışa yani 17:30'a kadar dolaştık. 

1654 yılında yapılan, Viyana'da gezilmesi gereken önemli saraylardan biri olan Hofburg Palace mimarisinden büyülenmemek mümkün değildi. Bir süre öylece baka kaldım. Hofburg sarayı kışlık saray olarak kullanılıyormuş. İmparatorluk daireleri, Sisi müzesi ve gümüş koleksiyonu Hofburg Sarayı içerisinde mevcüt. 

İçeri girince sarayda o zamanlar kullanılan mutfak aletlerinden geçerek gümüş ve altın yemek takımlarına ve porselenlere de ulaşılıyor. 

Çok şatafatlı ve göz alıcı; insan hangi birine bakacağını şaşırıyor. Camların arkasından baktığımız bu havalı koleksiyon o dönemden kalmış. 

İmparatorluk döneminden kalma yemek odası, banyo, yatak odası, çalışma odası, Sisi'ye ait giyinme ve egzersiz odası, Sisi'nin o dönemde kullandığı eşyalar ve giydiği kıyafetler de sergileniyor. Sisi'nin hayat hikayesi ve sonradan onun ile ilgili yapılan kısa filmleri ve posterlerini de görmek mümkün. Müzenin bir çok yerinde fotoğraf çekmek kesinlikle yasak olduğu için hafızaya kaydetmekle yetindik. Sisi 15 yaşında, ona çok aşık olan imparator Franz Joseph ile evlendirilmiş bir prenses. Ayak topuklarına kadar olan saçlarını sütle yıkayan, çok ciddi diyetler yaparak fiziğine ve ayrıca spora da çok önem veren (172 boyunda 45-47 kilolar arasındaymış), tarihe, gezmeye, farklı diller öğrenmeye meraklı, evliliği ciddiye almayan, kısacası kendini geliştirmeye çok hevesli sıradışı biriymiş. Sisi İtalya'ya bir ziyareti sırasında bir anarşist tarafından bıçakla saldırıya uğrayarak öldürülmüş. Öldürüldüğü bıçak da müzede sergileniyor.

Müzeden çıktıktan sonra yürüyerek geleneksel bir Viyana cafesi olan Cafe Central'a gittik. Uzun bir süre kuyrukta bekledikten sonra 1876 yılında açılan, sizi eskiye götüren büyüleyici atmosferiyle beraber harika tatlılar denediğimiz cafeye girdik. Bu paylaştığım fotoğrafta bulunan Viyana'lı yazar ve şair olan Peter Altenberg'in heykeli, girişte karşıda duruyor ve inanın çok gerçekçi :)

 

Muhakkak denemeniz gereken bu pastayı yerken aynı zamanda canlı piyano dinleyebilirsiniz. Çok sıcak bir ortamı var, yazının başında da bahsettiğim gibi garsonlar çok sakin ve rahat rahat oturup ortamın tadını çıkarmanız teşvik ediliyor. 

Müzeye girmeden aldığımız, o akşam düzenlenen,  Palais Auersperg'de yer alan Vienna Residence Orchestra konseri için bilet aldık. Küçük bir salondu ve akustik harikaydı. 

10-15 dakika kadar bir ara verildi. Şampanya, şarap ve meyve suyu satışı yapılıyordu.

Söylemeden geçemeyeceğim özellikle viyolacı şef çok başarılıydı. Tarihi kostumlü baleti, balerini, opera sanatçılarını ve orkestrayı izlemek müthiş keyif verdi. Opera da dahil farklı gösteriler izledik. Çoğunlukla Mozart eserlerini dinledik ama Johann Strauss bestelerine de yer verilmişti. 3. sırada izlediğimiz konserin bir biletini €42 karşılığında alabilirsiniz

.

 


YorumlarYorumlar Bu postun tüm yorumları (0)  
Bu post hakkında henüz yorum yok

Ad Soyad (*)
E-Mail
Başlık (*)
Yorum
700 karakter kaldı  (*)
 

Facebook


Instagram

        Anket
        E-Bülten
    Üye olmak için lütfen bilgilerinizi kaydediniz.

    Adınız Soyadınız
    E-Mail Adresiniz