kiwi tells
facebook twitter instagram pinterest

<< Tüm Geziler / Büyükada

Haftasonu bir değişiklik yapmak istedim ve İstanbul Adalarının en büyüğü olan Büyükada'ya gitmeye karar verdim.

 

 

 

Yaz aylarında günübirlik ziyaretçiler ya da yazlıkları olanlar adaya geçtikleri için epey kalabalık oluyordu. Kasım ayında geldiğime çok sevindim; hem hava güzeldi hem de ada daha sakindi. 

Kabataş Dentur iskelesinden 6 TL vererek bilet alıp, motorla geçmeyi tercih ettik. Şehir hatları vapurları da tercih ediliyor. 

1 saat sonra ilk durak Heybeliada oluyor, inecekler iniyor daha sonra Büyükada'ya devam ediyor. Yolculuk 1 saat 15 dakika kadar sürüyor. 

 

İner inmez kırmızlı panjurlarıyla Splendid Palas göze çarpıyor. 

 

 

Otelin bahçesinde Cafe Spitz'i göreceksiniz. Ondan birazdan bahsedeceğim.

 

 

 

Otelin girişi, avlusu ve salonu sizi tamamen farklı bir havaya sokuyor. 

 

Nostaljik bir otel.

Hem tarihi bir havası var hem de doğa ile iç içe. 

Otelin kıpkırmızı merdivenleri, gümüşi kubbeleri, içerisinde oturacak yer olan eski tarz asansörü ve telefon odaları tatlı minik detayları.

 

Marmara denizine ve İstanbul'a bakan otelin manzarası zaten muhteşem. 

Pazar sabahı kahvaltısında açık büfe kahvaltının yanı sıra isteyenlere omlet de yapıyorlar.

Marmara denizine ve İstanbul'a bakan otelin manzarası zaten muhteşem.

Tam ön tarafında, yolun karşısında Kahve Dünyası'nın manzaraya daha yakından bakmak isteyenler için cazip bir şubesi mevcut. 

Ben tarzını beğendiğim için hemen Cafe Spitz'e oturdum aç olmama rağmen önce lattemi içtim. İçeri tatlı bir kaç ürün de mevcut.

 

Diyetine önem verenlere de cazip gelecek, yulaflı kurabiye gibi seçenekler de mevcut. 

 

Yemek için Eskibağ Teras önerildi oraya gidilecek :)

Çok şirin uykucu bir kedi ve karıştırabileceğiniz dergiler var. 

 

 Ada kedilerle dolu. Kediler insanlara çok alışmış, kediler ve köpekler de birbirlerine alışmış. 

 

 


Meydandan faytona binip lunaparka gittik daha sonra büyük tur yolundan 15-20 dakika keyifli bir yürüyüş sonrasında Eskibağ Teras'a ulaştık. 

 

İyi ki merkezde yemeyip beklemişiz. Önerdikleri kadar var. 

Lezzetli balık, meze ve ızgara çeşitleri yerken manzaraya da huzura da doyduk. 

 

 

Patates kızartmasının tadı damağımda.  

Meydana indikten sonra profiterolü ile meşhur Chocowhite'a gittik. 

 

MSA'nın profiterol tarifi kadar olmasın ama gerçekten güzel, kaliteli malzeme ile yapılan bir profiterol yemiş olduk.  


Akşam meşhur balıkçılardan biri olan Ali Baba'ya rakı balığa gittik. Balıkçılar İskeleye çok yakın, vapurdan inince sola doğru devam ederseniz yan yana dizilmiş balıkçıları görürsünüz.

Rezervasyon yaptırmadan gitmeyin.

Mezeler taze; ahtapot salatası, atom ve patlıcan ezme oldukça başarılıydı.

 

 

 

Salatası ve kalamar tavası (sosu hariç) güzel. Balık olarak da çipura ve levrek tercih ediliyor.

Denizin hemen yanında, İstanbul'a bakarak bir şeyler yemek ve içmek nasıl keyifsiz olabilir ki?

Fiyatları da İstanbul'a göre daha uygun.


Pazar günü Cumartesi'ye göre daha kalabalıktı. Adayı ziyaret eden yerli ve yabancı turistler hava daha güzel olduğu için o günü tercih etmişti.

Faytona binerek bir gün önce gözüme kestirdiğim piknik alana gittik.

Piknik alanına girmeden çok şirin bir ananas grafitisi göreceksiniz. Hem meyve olarak hem de görüntü olarak çok severim. Şansıma yanıma aldığım çantada da ananas resmi vardı. 

Bir ananastan daha şirin olan şey iki ananastır.

 

 

Merkezde bulunan Yalovalı Kardeşler'den dilediğiniz gibi sandviçinizi hazırlatıp piknik alanında keyifle yiyebilirsiniz. 

 

 

Ben yanına meydanda Starbucks bulunca kahvemi de aldım.

Çok ferah ve büyük bir alanda yeterince oturma yeri var. Kafanızı çevirdiğiniz her yer manzara. Huzur bulmamak imkansız zaten. 

Piknik alanı kişi başı 5 TL. Çocuklar için bir oyun alanı var; kaydırak, salıncak vs. 

Laf aramızda büyükler için de salıncak koymuşlar. İyi yapmışlar :)

 

Bence belli bir yaşı olmamalı zaten. Keşke şehirlere daha fazla salıncak koysalar bizler için. 


İstanbul'a dönmeden güneşli havayı görünce Cafe Spitz'de ice latte içtik. 

Dönüşte daha erken bir saatte bulduğumuz için motor yerine vapurla dönmeyi tercih ettik.


Dönmeden de meşhur olan hemen merkezde bulunan Mi Amore dondurmacısından dondurma aldık. Ceviz, yoğurt ve Nutella önerilir :)

 

 

Kişi başı 5 TL'ye jeton alabilir ya da İstanbul kartınızı kullanabilirsiniz. Tüm adalara uğrayarak ilerliyor ve Kadıköy'de de duruyor, en son Kabataş'a geliyor.

 

 

 

Motora göre daha uzun sürüyor; yaklaşık 1 saat 45 dakika.

 

 

Fayton fiyatları:

Piknik alanı 30 TL

Lunapark 35 TL

Tur 75 TL

 

Meydanda fayton sırası beklerken Kıvılcım sokağı dikkatimi çekti. İsmimi, çok nadir duyup gördüğüm için hoşuma gitti :)


YorumlarYorumlar Bu postun tüm yorumları (0)  
Bu post hakkında henüz yorum yok

Ad Soyad (*)
E-Mail
Başlık (*)
Yorum
700 karakter kaldı  (*)
 

Facebook


Instagram

        Anket
        E-Bülten
    Üye olmak için lütfen bilgilerinizi kaydediniz.

    Adınız Soyadınız
    E-Mail Adresiniz